13 Ağustos 2010 Cuma

Engelli, spor ve sosyal yaşam…




Spor, tüm sağlıklı insanlarda olduğu gibi engelli kişiler için de bir ihtiyaçtır. Kişinin sağlığı, fiziksel gücü, dayanıklılığı, sosyal entegrasyonu ve psikolojik rahatlığı ve iyileşmesi spor ile sağlanabilir ve arttırılabilir.
Sporun, sağlıklı insanlar ile birlikte, engelli insanlar için de ne kadar yararlı ve ihtiyaç olduğunu anlamak güç değildir. Esasında insanları sağlıklı ve engelli olarak sınıflamanın da doğru bir yaklaşım olmadığını belirtmek isterim. Ancak, bir ayrımı ortaya koymak için sağlıklı ve engelli ifadelerini üzülerek kullanmak zorundayım.
Engelli insanların, sağlıklı bir insan gibi her türlü sporu yapmasının mümkün olmadığı da bir gerçektir. İşte bu nedenledir ki, tüm dünyada bazı özel spor aktiviteleri normal sporları yapamayacak engelli insanlar için geliştirilmiştir.
Eğer insanların engel durumları göz önünde bulundurularak doktor gözetiminde yeterli önlem alınır ve uygun önerilerde bulunulursa, engelliler de normal insanların katıldığı spor aktivitelerine katılabilirler.
Esasında, engellilerin küçük yaştan itibaren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri’nde almış oldukları eğitim ve tedavi yöntemi de bir nevi spor üzerine kuruludur. Gelişmeleri rehabilitasyon ile mümkün olmaktadır. Ancak, belli bir yaş üzerindeki engellilerin, bazı nedenlerle söz konusu merkezlere alınmamaları veya kendilerinin gitmekten vazgeçmesi nedeniyle tedavi ve rehabilitasyonları sekteye uğramaktadır.
Türkiye’de bilinen bir gerçek vardır ki, aileler engelli bireylerini toplumdan kaçırırlar. Sokağa çıkarmazlar. Çünkü meraklı bakışlar, ardı arkası kesilmeyen “Neden oldu? Nasıl oldu? Zekasında bir şey var mı?” şeklindeki sorular, aileleri bezdirir. Öyle bir noktaya gelinir ki, engelli bir aile bireyleri olduğu için utanırlar. Utanması gereken başkaları iken, utanmaması gerekenler utanırlar. Sonunda çareyi kaçmakta, engelli bireylerini toplumdan kaçırmakta, toplumdan izole etmekte bulurlar. Engelli kişi işte böyle bir ortamda elinde olmadan kendini toplumdan soyutlar.
İşte bu noktada spor, engelli insanlar için sosyal ilişkiler kurması ve oluşmasını sağlama yönünde devreye girmektedir. Ancak, hangi engelli, hangi sporu yapar? Nerede yapar? Nasıl yapar? Bütün bunlar birer soru işaretidir!..
Sağlıklı insanların dahi spora başlamadan önce bir doktordan sağlık raporu aldığını düşünecek olursak, engellilerin çok özel bir sağlık kontrolünden geçerek, bir spor faaliyetinde yer alabilmelerinin önemi ortaya çıkmaktadır.
% 91 engeli bulunan biri olarak biliyorum ki, şu andaki konumuma gelmemin başlıca nedeni spordur. Belki spor olarak değil, tedavi amaçlı olarak yapılmış olabilir ama neticede yaptıklarımın hepsinin spor olduğunu hatırlıyorum. Fizyoterapistler, sağa döndürdüler, sola döndürdüler, diz üstü kaldırdılar, merdiven çıkardılar, ayaklarımı karnıma çektirdiler, bir şekilde beni ayağa kaldırdılar. Neticede baktığımda yaptıklarımın hepsi spordu.
Yaz aylarında denize girdim, yüzdüm ve çok faydasını gördüm. Arkadaşlarımla top oynadım. Top oynadım derken, sandalyede oturarak kalede durdum, gelen topa ayağımla vurmaya çalıştım, elimle uzaklaştırmaya çalıştım. Ama bildiğim bir şey var ki yaptığım spordu ve arkadaşlarımla birlikteydim.
Sonuç olarak; spor yaptım, kuvvetlendim, utanmadım toplumun içine girdim, toplumla kaynaştım-bütünleştim, bir gazetede spor dalında köşe yazısı yazıyorum, üniversiteyi bitirdim ve aranızdayım…

BARIŞCAN İĞREK
barcan88@hotmail.com

(Bu yazı 13 Ağustos 2010 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Ankara ekinde yayımlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder