20 Haziran 2010 Pazar

DEHA ENGEL TANIMAZ!




Kimi doğuştan kimi sonradan, kimi ünlü kimi ünsüz… En büyük dehalardan bazıları engellidir. Engeliliklerinin yanında zeka, vizyon, kararlılık, hayalgücü, yaratıcılık, işi sevmek, cesaret, mücadele etmek vb. gibi kişisel özellikleri de ortak noktalarıdır.

“Thomas Alva Edison“ geçinmek için demiryollarında gazete sattığı dönemde çalıştığı trenin yük vagonunda yangın çıkarınca sinirlenen tren şefi Edison’un kulağına bir tokat atarak onun işitme engelli olmasına sebep oldu. Bu işitme engelli deha daha sonra ampul, gramafon, fonograf gibi buluşlar yapacaktı. “Jan Zizka” bir gözü görmeyen bir generaldi. Kutsal Roma İmparatorluğuna ve Papalık’a karşı savaşırken bir kuşatma sırasında gören gözü de kör oldu. Ancak pes etmedi zafer kazandı. Çünkü haritayı zihnine kaydetmişti ve bölge hakkındaki her detayı hatırlayıp emir vererek savaşmıştı. Görme engelli yazar “Jorge Luis Borges” dünya edebiyatının önde gelen isimi olup Düşsel Varlıklar Kitabı gibi hayalgücünün sınırlarını zorlayan eserler meydana getirmiştir. Arjantin ulusal kütüphanesinin müdürlüğünü yapmıştır. “Stephen Hawking” yakalandığı ALS hastalığı sebebiyle ile tekerlekli sandalyede yaşayan bilimadamıdır. Evrenin kökenini sorguladığı ve açıkladığı teorilerle bilimde çığır açmıştır. Daha önce İsaac Newton’a verilmiş Lucasian Profesörü ünvanı almış olup Albert Einstein’den sonra gelen en büyük fizikçidir. “Ludwing Van Beethoven” dünyanın kabul ettiği en büyük besteci olup günümüzde bile hayranlık uyandıran besteler yaratmıştır. Sonradan işitme engelli oldu. Ancak bu 9. senfoni, Kreutzer sonatı gibi en güzel bestelerini yaratmasına engel olmamıştır! Piyanonun bacaklarını kesti ve titreşimleri duyabilmek için yerde piyano çalmaya devam etti. “Eşref Armağan” doğuştan görme engelli ressam olup “gerçekten görmüş gibi” yaptığı resimler ile bilim dünyasını şaşırtmıştır. İngiliz bilim dergisi New Scientist’in 3 sayfa ayırdığı bu ressamın Harward Üniversitesi’nde çekilen MR’i körlerin görsel hafızaya sahip olabileceğini kanıtlamıştır. “Henri de Toulouse-Lautrec” bedensel engelli fransız ressamdır. Akraba evliliğinden kaynaklanan bir nedenle genetik bir kemik hastalığının yarattığı kırılgan kemikler yüzünden ve tedaviyle boy uzatma çabaları sonucu; her iki bacak kemiklerinin kırılmasıyla kısa boylu kalmıştır. Paris’te Moulin-Rouge adlı eğlence merkezi için çarpıcı tasarım ve devrimci teknikler ile ürettiği reklam afişleri birer sanat eseri olup, dünya sanat tarihine geçmiştir. Afişleri günümüzde grafik tasarım bölümlerinde ders konusu olarak okutulmaktadır. “Helen Keller” on dokuz aylık iken geçirdiği bir ateşli hastalık sonucu görme, işitme ve konuşma yetilerini yitirmesine rağmen bir çok lisan öğrenip, bisiklet, kano, yelkenli ile gezintiye çıkmış, satranç oynamış ve yüksek tahsil yapmıştır. “Hayatımın Hikayesi” adlı kitapta deneyimlerini anlatmıştır. “Louis Braille” geçirdiği bir kaza ile önce bir gözünü, sonra yanlış tedavi ile öbür gözünü kaybetti. Ancak Yaptığı sayısız denemeler ve uzun süren çalışmalar sonunda 1825'de 6 noktadan meydana gelen bir yazı sisteminin, görme özürlüler için en uygun sistem olduğuna karar verdi. Görme engellinin eğitimi kulak yoluyla ve ezberleme yöntemiyle olmaktan çıkıp kitap, dergi, kütüphane gibi unsurlar ulaşılabilir oluyordu. “Braille alfabesi” ile!

Bu örnekler engelliliğin insanın içindeki potansiyeli durduramadığının kanıtlarıdır. Şimdi kendi hikayenizi yaratmaya ya da tanıdığınız bir engellinin başarı hikayesi yaratabileceğine inanmaya hazır mısınız?


Onur Cantimur

Sanat Yönetmeni

onurcantimur@gmail.com


(Bu yazı 18 Haziran 2010 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Ankara ekinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder