30 Ocak 2010 Cumartesi

AİLE OLMAK: ENGEL TANIMAMAK


Yirmi yaşında üniversitede okuyan ve geleceğe dair beraber hayaller kurduğunuz çocuğunuzun bir gün şizofreni hastası olduğunu öğrendiğinizde ilk tepkiniz ne olurdu? Neler düşünür ya da neler hisseder ve nasıl davranırdınız? Soruyu değiştirerek de sorabiliriz. Bir gün çocuğunuzun şizofreni hastası olduğunu öğrenirseniz neler yaparsınız? Kendinizi suçlu hissedebilirsiniz. Bu hastalığı kabullenmeyip çocuğunuzun işine gelmediği için öyle davrandığını düşünebilirsiniz. Suçluluk hissettiğinizde de kabullenmediğinizde de çocuğunuza yardımcı olamazsınız. Onun hayatla olan bağlarını güçlendiremezsiniz. İlk anda elbette üzülürsünüz. Ancak bu üzüntüyü atlattıktan sonra neden böyle olduğunu düşünmek yerine çocuğunuza, kendinize nasıl yardımcı olabileceğini düşünmenin zamanı gelir.

Ben yirmi yaşında üniversitede okurken hastalandığımda beni anlayan ve üzüntüsünü atlatıp benimle anlayışlı ve sakin bir şekilde konuşup dertleşen bir annem vardı. Eğer o konuşmalarımız ve dertleşmelerimiz olmasaydı ben daha çok içime kapanabilir ve annemi üzdüğümü düşünüp kendimi kötü hissedebilirdim. Annemin benimle içten bir şekilde konuşup bu hastalığı beraber aşacağız demesi kendime olan güvenimi arttırdı. Bu sohbetlerimiz ve dertleşmelerimiz sürüyor.

Annemin yüzünde maske olduğunu düşündüğümü anneme anlattığımda onun içinin büyük bir korkuyla kaplandığını düşünebiliyorum. Anne uyuyamıyorum dediğimde onun da benim kadar uykusuz kaldığını biliyorum. Üzüntülerimin ve sıkıntılarımın bu hayatta belki de en çok onu etkilediğini biliyorum. Annem geçen gün bana eğer bir daha dünyaya gelsem ve bir daha çocuk doğurma şansım olsa seni doğurmak isterdim dedi. Bu cümlenin olumlu etkisi bütün hayatım boyunca beni güçlü tutacak.

Çocuğunuzun şizofreni hastası olduğunu öğrenirseniz hayata küsüp kızmak yerine bu hastalıktan çocuğum ve ben neler öğrenebiliriz diye düşünüp hareket etmeniz size zaman ve moral verir. Evde oturup kara kara düşünmek ya da önyargılardan etkilenip utanç duymak yerine yapılabilecek o kadar çok şey var ki… Küçük adımları çocuğunuzla beraber atın. Büyük ve önemli adımlar da zamanla atılacaktır. Bir anda mucizeler beklemekten vazgeçip günün içinde neler yapabileceğinizi düşünün.

Bir önerim de var elbette. Ankara’da Beşevler’de hasta ve hasta yakınlarının dayanışma içerisinde olduğu ve üreterek hayata tutundukları bir mekan var: Ankara Şizofreni Hastaları ve Yakınları Dayanışma Derneği. Bu derneğe gelip bizlerle tanışmak iyi bir başlangıç olabilir. Derneğin iki bina ötesinde de Mavi At Kültür ve Yaşam Ortamı var. Bu ortamda da bizler çalışıyoruz. Annelerimiz, babalarımız, kardeşlerimiz, gönüllü dostlarımızla hayata dört elle sarılıyoruz. Bu dayanışma, çalışma, üretme, paylaşma ortamına varlığınızla, düşüncelerinizle katılmak size de iyi gelecektir.

Utanılacak, sıkılacak, çekinecek bir durum yok. Her an hepimizin veya bir yakınımızın başına gelebilecek şizofreni hastalığı gözünüzü korkutmasın. Şizofreni Hastası ve Yakınları Dayanışma Derneği olarak bir aileyiz. Bu ailenin içinde zorluklara beraber katlanıp sevinçleri, üzüntüleri paylaşıp geleceğe anlamlı fotoğraflar bırakmak istiyoruz.
Derneğimizin adresi: Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi 39/6 (Telefon: 212-11-12)
Mavi At Kültür ve Yaşam Ortamı :Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi 31/8

Yasemin Şenyurt yaseminsenyurt@gmail.com
(Bu yazı 09 Ekim 2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Ankara ekinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder