30 Ocak 2010 Cumartesi

ENGELLİLER İSTEDİĞİ MESLEĞİ SEÇEMEZ Mİ?


Lisedeyken karar verdim psikolog olmaya. Etrafımdaki herkes “ Ne de güzel avukat olur senden!” diye düşünürken. İtiraf etmek gerekirse tercihlerim arasında hukuk da vardı, ama iyi ki olmamış. İlk tercihimdi ODTÜ Psikoloji. Toplumun genelinden farklı özellikleriniz varsa ve bu durum onları rahatsız ediyorsa yaşamak pek kolay olmuyor. Aslında asalak asalak yaşamak çok da zor değil, ama hayatınızı topluma göre “anormal” bir birey olarak “normal” bir şekilde yaşamak istiyorsanız dirençle karşılaşıyorsunuz. Tabii bu, üniversitede de böyle oluyor. Bölümünüz psikolojiyken bile bazı psikolog hocalarınızın önyargılı tutum sergilemeyeceğini kimse garanti edemez. “Sen bu dersi alamazsın.”, “Sen bu okulda okuyamazsın.” “Yüksek lisans yapamazsın.” gibi başka bir sürü söz geliyor dikiliyor karşınıza. Tabi hep olumsuz değil tutumlar; herkese haksızlık etmeyelim. Yine de hal böyleyken bölümümü yüksek şeref öğrencisi olarak bitirdim. Sonra yine aynı okulda psikolojik danışma ve rehberlik bölümünde yüksek lisansa başladım. Bir buçuk ay önce bitirdim yüksek lisansı. Hani derler ya; yapamazsın diyenlere inat.

Bu arada “yapamazsın!”ların asla sonu gelmiyor. Her yere sizden önce gidip yerleşmiş onlar. Okulu bitirmişken yüksek lisansın da sonu görünmüşken çalışmak lazım oldu artık. Başvurdum KPSS atamalarına; derken atanıverdim Türkiye’nin güneyinde küçük bir ilçeye. Hastanemdekiler beni çok olumlu karşıladı önce, ama sonra benim normalde istenen belgelere ek bir de psikolog olarak çalışabileceğime dair heyet raporu istendi. İnsan elinde diploması olduğu halde, üstelik o diploma için 4 sene en az arkadaşları kadar çalışmışken böyle bir tavırla karşılaşınca kendini aşağılanmış hissediyor. Hem doktorlara ne benim psikolog olup olmamamdan, onlar neye göre karar verecek? Tabi el mahkum gittik bir hastaneye; aldık raporu. Döndüm başladım çalışmaya. 5 aydır çalışıyorum. Şimdiye kadar benimle ilgili bir şikayet gelmedi hastaneye. Her etik sahibi uzman gibi uzmanlığımı aşan vakaları yetkili uzmanlara yönlendiriyorum. İnsanlara yardımcı oldukça motivasyonum artıyor. Doğru mesleği seçmişim kendim için. Her psikologun uzman olduğu alanlar vardır ve tabi olmadığı da. Benim engelim bana bazı sınırlılıklar getiriyor. Örneğin küçük çocuklar benim görmediğimi, hele bir de kendilerine baktığım halde nasıl olup da görmediğimi anlayamıyorlar. Onun dışında insanların gerginliği, üzgünlüğü gibi şeyler seslerinden de anlaşılıyor. Benim görmemem işimi yapmamı engellemiyor, tabi kısıtlıyor olabilir ama ben görsem çocuklarla çalışacağım diye de bir şey yoktu.

Kısacası 2001’den beri uğraştım durdum psikolog olmak için, sonunda uzman psikolog oldum. Ve kendi işimi yapıyorum. Şimdi yeni hedeflerim var. Yine “yapamazsın!”lar var karşımda. Ben “yapamazsın!”ları aştıkça güçleniyorum, hedeflerim büyüyor, tabii bu arada “yapamazsın!”lar boş durmuyor, onlar da güçleniyor. Ama benim vazgeçmeye hiç niyetim yok…

DENİZ AYDEMİR
eylemsiz@gmail.com
(Bu yazı 11 Eylül 2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Ankara ekinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder