23 Ocak 2010 Cumartesi

HAYATIN RENKLERİNDEN BİRİ: ŞİZOFRENİ


Şizofreni; insanın duygu, düşünce ve davranışlarını etkileyen bir beyin hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Ankara Şizofreni Hastaları ve Yakınları Dayanışma Derneği’nde yaptığımız renkli söyleşiler sırasında arkadaşlarımla hayatın, şizofreninin, azmin ve sevginin rengi üzerine konuştuk.

YŞ: Hayatı iyi gitmeyen insanlara ne söylemek istersiniz?
VT: Onlar da bir psikiyatrist veya psikologa giderlerse daha mutlu olacaklarına inanıyorum.
YŞ: Başka neler yapabilirler?
VT: Bir uğraşı bulurlarsa daha rahat olacaklarına inanıyorum.
YŞ: Şizofreniyi nasıl tanımlarsınız?
BE: İçinden çıkılmaz bir akıl oyunu
YŞ: Şizofreni ne renk?
BE: Şizofreniyi renkle tanımlamak istersek, içerisinde olağanüstü renklerin karıştığını görebiliriz diyebilirim.
YŞ: Şizofreninin size kazandırdıkları var mı?
NB: Evet. Tecrübeyi en iyi şekilde kullanmak. Şizofreniyi yaşayarak yoğunlaşmak, işin zorluklarıyla üstesinden gelip o dengeyi sağlayabilmek.
YŞ: En büyük hayaliniz ne?
CO: İntihar etmeden ölmek istiyorum. Çünkü depresif dönemde bu düşünce bizi çok zorluyor.
YŞ: Bir değil birçok kişinin hasta yakını olarak şizofreni ile ilgili düşündüklerinizi sorabilir miyim?
ND: Olaya ben yaratıcılık açısından bakıyorum. Farklılık yaratıcılığın kapılarını açıyor. Rahatsızlıktan ziyade kişilere artı bir özellik yarattığını düşünüyorum. Zor olduğu dönemler var kabul ediyorum. Ama insan beyninin gizemleri açısından da bunun birçok ipucu verdiğini düşünüyorum.
YŞ: Şizofreninin size kazandırdıkları olduğunu düşünüyor musunuz?
ŞA: Düşünüyorum. Farklı bir algılama, yoğunlaşma kazandırdı. Özellikle makro fotoğraflarımı görenler farklı bir görme biçimim olduğunu söylediler.
YŞ: Azim ne renk? Neden?
HY: Kırmızı. Çünkü burada bir hareket söz konusu. Normal davranışların dışında bir hareket söz konusu. Yoğun bir hareket söz konusu. Bir şeyi elde etmek için canlılığın ve hareketliliğin olması gerektiğine inanıyorum. Bu da kırmızı renkte saklı
YŞ: Yalnızlık ne renk?
SD: Yalnızlığın rengi olmaz ki. O cansız bir şeydir, hayali bir şeydir. İnsanların etraftan uzaklaşması demektir.
YŞ: Şizofreni ne renk? Neden?
RL: Sarı. Bulunamayan, beklemeye alınmış bir renk. Şizofreni ne zaman geçecek ve ne zaman iyileşecek bilinmiyor. O yüzden beklemeye alınmış. Kırmızıda duruyorsun. Sarıda geçemiyorsun.
YŞ: Şizofreni ne renk?
BE: Gri. Siyah da değil beyaz da. Siyah değil, siyah daha kötü günler, mutsuz günler.Beyaz da değil. İki arada bir derede kalma gibi. Bu hayatın içinde değilsin tam olarak ama dışında da değilsin.
YŞ: Gökkuşağı mı çizmek istersin köprü mü? Neden?
EA: Köprü çizmek, insanlara yardım etmek, insanların bir taraftan diğer tarafa geçmelerini sağlamaktır. Gökkuşağı çizmek insanın içindeki sevinci,mutluluğu yansıtır. Gökkuşağı bireyseldir, insanın içindeki duyguları yansıtır. Ama köprü insanlara yardım eli uzatmaktır bence.
YŞ: Vazgeçmek ne renk?
TD: Bulunduğun yerin rengini almak. Çevrenin rengini almışsan vazgeçmişsindir. Ne renk olduğunun bir önemi yok.
YŞ: Şizofreninin size kazandırdıkları olduğunu düşünüyor musunuz?
SB: Evet. İnsanları daha çok anlıyorum. Sıkıntıları, dertleri daha iyi algılıyorum. Eğer iyi olsaydım bu kadar derin anlayamazdım.
YŞ: Dernek hakkında ne düşünüyorsunuz?
TB: Burası hastalığımı unuttuğum tek yer. En kötü zamanımda yanımda bu insanlar vardı. Bizlere balık vermek yerine balık tutmayı öğretiyorlar. Bu insanların içinde kendimi güvende ve iyi hissediyorum.
YŞ: Şizofreninin size kazandırdıkları olduğunu düşünüyor musunuz?
UD: Oldu. Hastalıktan dolayı acı çektim bunlar beni daha olgunlaştırdı, direnç kazandırdı. Şizofreni sonuçta bir hastalık, bunun verdiği sıkıntılar direnç kazandırıyor. Hayata bakışımı genişletti. Daha dar bakıyordum eskiden. Dümdüz giden bir çizgim vardı. Her şey öyle gidecek gibiydi. Öyle gitmediğini gördüm. Hayata bakışımı çok değiştirdi.

Yasemin Şenyurt
yaseminsenyurt@gmail.com
(Bu yazi 14 Ağustos 2009 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi Ankara ekinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder