30 Ocak 2010 Cumartesi

ENGELSİZ ŞEHİR VANCOUVER



Fotoğraflar: Nuran Akkılıç Kansu

Geçtiğimiz Ağustos ayında, Kanada'nın batısında, Pasifik okyanusunun kıyısında bulunan, etrafı dağlar ve yağmur ormanlarıyla çevrili, güzelliği ile ün yapmış şehir Vancouver'a gittim.

Giderken Afsad sosyal sorumluluk projesinde, engelli çocuk ve gençlerle gönüllü çalışmalarını sürdüren arkadaşlarım yurt dışında engelli yaşam ve haklarını merak ettiklerini söyleyerek bir kurumdan bilgi almamı istediler. Vancouver’da yapılacaklar listeme bunu da eklerken aslında bilgiye ulaşmak için sadece sokaklarda dolaşmamın ve hayatın içinde olmamın yeterli olacağını bilmiyordum.

2009 senesinde Kanada’nın en kolay yürünebilen şehri seçilen Vancouver'ı ben de yürüyerek dolaşmaya karar verdim. İlk haftamda bu şehirde yaşayan engelli insanların çokluğu dikkatimi çekti. Neredeyse sayıca bu kadar çok olmalarında bir gariplik olduğunu düşünmeye başlamak üzereydim. Öyle ya, benim şehrimde bu kadar çok engelli ve tekerlekli sandalyede olan insan yoktu ki.

Engelli deyince, benim ülkemde sokaklarda, otobüslerde, kafe ve restoranlarda neredeyse hiç rastlamadığım bir insan grubu geliyordu aklıma. Vancouver’da sürekli görüş alanıma giren, dikkatimi çeken bu görüntüde zihnimi bu kadar kurcalayan şey neydi? İşte tam da o dakikada gerçekle yüz yüze geldim. Benim şehrimde engelli insanların sayısı Vancouver'dakinden daha az değildi. AZ olan engellilere sunulan imkanlardı. Az olan hayata dahil olmak için engellilerin bulamadıkları kolay erişim ve mekanlardı.

Son derece canlı bir şehir olan Vancouver’da yerli, yabancı, kadın, erkek, engelli ve engelsiz herkesin eşit bir şekilde hayattan zevk almalarını sağlayacak her türlü imkan var. Pasifik okyanusunun kenarındaki plajlara ve kayak merkezlerine ve dünya çapında yapılan festivallere ulaşımı sağlayan tüm belediye otobüslerinde engelli araç rampaları ve otobüsün ön kısmında engelliler için ayrılmış güvenli bir bölüm var. Deniz otobüsleri, yer üstü ve yer altı trenleri de engelliler için aynı olanakları sağlıyor.

Görme engelliler için konuşan trafik lambaları, binaların girişlerinde ve kaldırımların hepsinde standartlara uygun rampalar, binaların üst katlarına ulaşımda asansörler, önce engelliler düşünülerek yapılmış.

Otoparkların hepsinde engelliler için ayrılmış park yerleri mevcut. Dünyanın neresinden gelirseniz gelin yanınızda getirdiğiniz engelli belgeniz tüm imkanlardan yararlanmak için geçerli.

Kafe ve restoranların hepsinde engelliler için ayrılmış masalar ve kolay kullanabilecekleri tuvaletler var. Tiyatro ve sinemalar da yine engellilerin erişimine uygun yapılmış.

Doğa sporlarıyla ünlü olan şehirde, her yaştan insana yönelik etkinliklere engellilerin de katılması ihmal edilmemiş. Trekking yapmak ya da vahşi doğada vakit geçirmek istiyorsanız size gerekli özel düzeneği sağlamaları için telefon edeceğiniz bir merkez var.

Kanada’nın bütün şehirlerinde açılan Ulusal Aktif Yaşam Merkez’leri herkesi ama özellikle engelli insanları daha aktif bir yaşam için motive ediyor. Merkez, aktif yaşam tarzı olan insanların hayattan daha çok zevk aldıklarını, yaşam kalitelerini artırdıklarını, özgüvenlerinin artığını, hareket etme yeteneklerinin çoğaldığını ve ilerde bağımsız hayat sürebildiklerini söylüyor. Araştırmalar, aktif olan engellilerin günlük hayatlarında zorluklarla daha kolay baş edebildiklerini, kolay ve keyifli bir yaşamla daha az sağlık problemi yaşadıklarını gösteriyor.

Vancouver’daki son haftamda bir önceki belediye başkanının tekerlekli sandalye kullanan bir engelli olduğunu öğrendim. Peki ondan önce bu şehir nasıldı? Engelli bir belediye başkanı olmasa farklı mı olacaktı? sorusuna gelen cevap Vancouver’ın hep engelli dostu bir şehir olduğu, eski belediye başkanının ise tüm eksikleri tamamlayarak şehri her zamankinden daha engelsiz hale getirdiği şeklinde oldu.

Vancouver’dan dönerken benim şehrimde de aynı şeylerin istenirse yapılabileceğini düşündüm. Yapılması imkansız gibi görünen şeylerin dünyanın bir yerlerinde yapılabilmiş olduğunu görmek umut verdi bana.

Nuran Akkılıç Kansu

nuran@oncecocuklar.com

(Bu yazı 20 Kasım 2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Ankara ekinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder